• Octave

  • A Painter Behind the Curtain

  • Blue Sky Complex

  • Ikemen Girl to Hakoiri Girl

  • 1
  • 2

Sıcak, Daha da Sıcak olacak

Aklıma neden bu eski şarkının dizeleri geldi diyerek bilinçaltımın derinliklerine bir psikiyatrist ya da psikolog sesinin inmesini şimdilik istemiyorum. Bu sıcaklarda anime ve manga hazırlamak zor, benim isteksizce karaladığım birkaç paragrafı yazmak daha da zor desem de bana bakmayın siz.

Şu aralar pek aksiyon yaşamadığım için sözcükleri de yazıya dökmekte zorlanıyorum. İlişkilerimde dikiş tutturamadığım için anlatacağım kayda değer bir şeyim şimdilik yok. Çekirdek ailemle olan ilişkim de bir dargın, bir barışık devam ettiği için onları da çekiştirmeye pek istekli değilim desem de kardeşimin yılan hikayesine dönen evlilik macerasına birazcık değineyim!

Kardeşimin gönlü konmuş bir güzele. Çoğu ailede olduğu gibi, bizimkiler de kardeşimin evlilik kararına şiddetle karşı çıktılar kendilerince haklı nedenlerle. Kızın yaşı büyük, sana uygun değil, kız seni kullanıyor, çok konuşuyor diye akıllarındaki pek çok nedeni sıralaya sıralaya baskı kurmaya çalıştılar. Bizim küçük bey, anne ve babamın yanında olmadığı için bu kadar konuşmayı hem duymadı hem de söylenenlere kulağını tıkadı. Her zaman olduğu gibi, büyük hasarları yine ben aldım! Bu konuşmalar, küçük bir alevin etkisi yapmaya başladı bende. Tutuşmaya hazır olduğum için de paşamıza söyledikleri bu kızla evlenmen doğru değil cümleleriyle ortalığı birbirine kattım! Bir süre sonra ortalığı birbirine katmak rutinim haline geldi, inanın bu durumdan usandım.

İnatçı kardeşimi kafesleyen güzelin hem inatçı hem de baskın bir karakteri var. Bana ve çevremdekilere göre de aşırı konuşuyor. Kardeşim de bu durumdan bana ve akrabalarıma dert yanınca da ben patlıyorum. Yediğiniz ya da yemediğiniz naneler, beni ilgilendirmiyor tarzındaki sert tondaki konuşmalarım da rahatsız ediyor bunları, bana da alınıyorlar; yok yani, bu zamana kadar kimsenin ilişkisini merak etmedim, insanların yaşadıkları pespaye ilişkiler zaten beni ilgilendirmiyor. Çoğu insan da benim gibi mi bilmiyorum; ama katlanamıyorum kimi şeylere. Ya olgunlaştığımdan ya da yıllarca onun bunun arap saçına dönen karmaşık ilişkilerini gözümüze soktuklarından kaynaklı bir umursamazlık var bende.

Yeni tanıştığım bir X şahsı, beni maddiyatçılıkla suçladığı için başlamayan ilişkimiz bitti. Aşırı maddiyatçılık bence iyi bir şey değil; ama salt ruhçu yaklaşımla da insanların oluşturduğu çark dönmüyor. Hayatın kimi gerçeklerinin üzerini kapatmıyor ruhçu yaklaşım. Sanırım beni para yiyicilerle karıştırdı, yaşanacak ilişkinin Alman usulü olması gerektiğinden bahsetti. Neyse, internet üzerinden tanıştığım bir şahsın hakkımdaki düşüncelerini çok da önemsememeyi öğrendim. X'ten sonra Y ve Z kişileriyle de sohbetim oldu. Z kişisi, bana âşık olduğunu ve ileride benle birlikte yaşamak istediğini sürekli dile getirip beni boğmaya başladı. X,Y,Z (Yu-Gi-Oh animesindeki XYZ başlıklı ejderha aklıma geldi aniden) kişilerine Fikret Şenes'in yazıp da Ajda'nın seslendirdiği şu parçanın dizelerini yazmak istiyorum: Belki tatlı tatlı bu yalanlar/ Gül kokan rüzgarla nasıl geçermiş yıllar.


İlişkiler faslını şutlayıp da spora geçmek istesem umarım sizleri sıkmam. Spor maceralarımda anlatacak şeylerim oluyor zaman zaman. Ülkemizde Korona yasakları mart ayında yürürlüğe girdi. Spor salonlarının mart ayında kapanıp da haziran ayındaki şartlı açılmalarına kadar geçen sürede epeyce kilo aldım, sabahları aç karnına tartıya çıktığım zamanda 86.5 gibi değerleri görüyordum bir ara. Evde yapmaya çalıştığım zayıflama hareketleri de benim iradesizliğimden dolayı işe yaramadı. Vücuttaki kilolarla evde fitness hareketleri yapmak da ayrı bir zorluk taşıyor zaten. Salondaki çalıştırıcım, bitkisel ürünlerle tanıştırdı beni. Deneme amaçlı kullanmamı istedi bitkisel çay, aloe vera suyu ve öğün yerine geçen besleyici karışımı. İlk başlarda kullanmak istemeyip de temkinli yaklaşsam da satın alıp kullanmaya karar verdim. Ürünleri kullandığım zaman, beni yönlendiren bir koçum oldu. Koçla yaptığım konuşma şuydu: Bu ürünler size sadece destek olacak, bizim asıl yapmak istediğimiz şeyse yeme düzeninizi değiştirip midenizi doğal yollardan küçültmek olacaktır. Bu programımıza alışırsanız ileride bu ürünleri kullanmasanız bile kilo kontrolünüzü kendiniz yapabilirsiniz gibi etkileyici bir konuşma yaptı bana.

İlk başlarda pek umursamasam da ürünleri kullanıp da koçun bana sunduğu programı uygulayınca ciddi ciddi kilomda düşüş gördüm. İlk başlarda vücuttan sıvı atılsa da sonraki kullanımlarımda da tartıdaki eksi değerleri görmek beni mutlu ediyordu. Salonların açıldığı haziran ayına kadar dört kilo gitmişti, ilk kullanımlarımda diyetime sıkı sıkıya da bağlı kalmamıştım. Neyse salon açılınca da ürünleri kullanmaya devam ettim, çalıştırıcımın uyguladığı beslenme programımı devam ettirdim. Her gün sabah aç karnına tartı değerlerimi attım, gün içinde yaptığınız ufak tefek kaçamakların tartı değerlerini yükselttiği zaman da şiddetli azarları yediğimdeyse kaçamakları bırakmak zorunda kaldım! Böyle bir program sonunda da kilolarım 86 küsürden 77.2'ye düştü. Yavaş yavaş da alışmaya başladım bu duruma. Kilolar eksildikçe yüzünüzde oluşan gülümsemenin hazzı inanılmaz oluyor. Spor, uygun beslenme, gün içinde en az dört litre su içme gibi alışkanlıklarla soluk görünen cildime de sanki başka bir parlaklık geldi. Ekmeği olabildiğince yaşamımdan çıkarmam ve gece yemelerini bırakmamla sabahları kuş hafifliğinde uyanıyorum. Umarım bir daha ekmeğe, pastaya, böreğe ve poğaçaya bağımlı olmam.

Sporcu beslenmesini anlatırken bir konu dikkatimi çekti. Sabah kahvaltısında üç haşlanmış yumurta, biraz beyaz peynir, beş altı tane yeşil zeytin, sevdiğiniz yeşillikleri yediğiniz zaman vücudunuz daha dinç ve enerjik oluyor. Hafta içi sabah dokuz ve on bir arasındaki seansta fitness çalışıyorum, kahvaltımı da yedi gibi yapıyorum. Salona gitmeden önce de bir avuç tuzsuz ve kavrulmamış badem, fındık, ceviz ya da fıstık yediğim zaman kendimi yorgun hissetmeden tamamlıyorum antrenman programımı. Çalışma sonrasında kas kayıplarını önlemek için yediğim yaklaşık 150 gramlık tavuk ya da balık etiyle birlikte salata ve bir kâse yoğurt da tüketince vücudumda çok yorgunluk olmuyor. Spor sonrasındaki ara öğünümde de sade yulaf karıştırdığım bir kâse yoğurdu tükettim tüketeli gece gelen açlık krizlerim çok azaldı. Akşam da sadece ortalama sekiz kaşık sebze yemeğini yediğim zaman canım yemek bile istemiyor. Gün içinde meyve tüketimim sınırlı, sadece iki porsiyon, porsiyonu da yoğurtla tüketmek zorundayım. Eskiye göre çok azaldı açlık krizlerim. Beslenme koçunun dedikleri çıkmaya başladı. Salondaki çalıştırıcım, çok sevdiğim sütü tüketmeme izin vermese de arada bir süt kaçamağı da yapmıyor değilim! Ilık sütün içine eklediğiniz bol kahve ya da kakaonun çekiciliğinden kendimi pek mahrum etmiyorum. Gece yarıları yediğim bir tencere makarnayla tükettiğim tabak tabak yoğurtları normal bir davranış kabul ederdim önceleri, şimdiyse o alışkanlıklara asla dönmek istemiyorum.

Salondaki çalışmalarımı seviyorum, kimilerine göre sıkıcı gelen egzersizleri yaparken aralarda Self Control, Yeke Yeke (Mory Kante vs Loverush Uk 2011 long Version), Shake Senora gibi parçalarla dans adı altında sallanıyorum. Tabii ki yirmi ikisindeki eğitmenim de savunma sporlarında kullandığı kıvrak hareketlerle bana eşlik edince salondakiler coşuyor. İkimizin danslarına alıştılar sanırım! Danslarımızı videoya alan çalıştırıcım da WhatsApp durumda paylaşıyor. Eskiden böyle şeylere asla cesaret edemezdim, görünmez olmak için uğraşıp dururdum. İçime kapanık yapımı ve asosyalliğimi aldığım desteklerle kırınca daha aktif oldum. Yaşadığım zorlu süreçte koşulsuz sevgi ve desteklerini esirgemeyen can dostlarımın ve yaptığım düzenli sporun sayesinde ördüğüm kalın duvarları yakıp kendimi yeniden doğurdum. Kendime güvensizlik pelerinimi de yakıp küllerini savurunca ortaya çıkan yeni benden hoşlandım! Kendime çıkış yolları bulmakla çok iyi yaptım. Kimilerine göre erkek adam, ağır olur ve kıvırtmaz. Bense dansı kendimi ifade ediş aracı olarak görüyorum ve bu aracın elimden alınmasına da karşıyım. İfade araçlarıma saldıranlara karşı kendimi savunmazsam ileride yine zorlu süreçler yaşayacağım anlamına gelir bu durum. Laf lafı açınca çenem düştü, yine daldan dala atladım. Kapanışımı da klasik cümlelerle yapayım: Ekip arkadaşlarımın ellerine sağlık! Başka bir yazıda görüşmek üzere...


Yagami

 

16 TEMMUZ PERŞEMBE

Perfect Kareshi 1
(Çeviri: Vanoim Düzenleme: Willjace)

Brothers 7
(Çeviri: Blondie Düzenleme: Willjace)

Heart no Kakurega 18-18.5
(Çeviri:
Yankami Düzenleme: Zeze)

Citrus + 12
(Çeviri:
Shinkaron Düzenleme: Willjace)

Junjou Romantica - Yanase Yuu no Baai 1
(Çeviri:
Blondie Düzenleme: Willjace)

Super Lovers 35.5
(Çeviri:
Blondie Düzenleme: Willjace)

Honto Yajuu 28a
(Çeviri:
Blondie Düzenleme: Zeze)

Hidoku Shinaide 50
(Çeviri:
Blondie Düzenleme: Willjace)

Hey, Your Cat Ears are Showing! 77
(Çeviri:
Shinkaron Düzenleme: Zeze)

The Priest's Chart 101
(Çeviri: Blondie Düzenleme: Zeze)

 

 

 

Kategori: Güncel Yazıları